SIKÇA SORULAN SORULAR
Psikoloji veya ruh bilimi çok kapsamlı çalışma alanlarına sahip olmakla beraber kısaca insan ve zihin çalışmasıdır denilebilir. İnsan davranışlarını inceleyen psikoloji, bilinç veya bilinçsiz olayların yanında zihnin nasıl çalıştığı, süreçleri ve davranış ve duygulara nasıl etki ettiği ile ilgilenir.
Psikoloji lisans programlarından lisans derecesi ile mezun olmuş kişilere psikolog denir. Ülkemizde kabul edilen yurtiçi psikoloji programlarını veya yök tarafından denkliği kabul edilen yurtdışı psikoloji programlarını tamamlamış olmaları gerekmektedir. Farklı bir alanda lisans programını tamamlayana kişiler psikoloji alanında yüksek lisans yapsalar dahi psikolog unvanını elde edemezler.
Psikoterapist psikolojinin alt alanı olan klinik uygulamalarda ve psikiyatride kullanılmak üzere gerekli psikoterapi eğitimi almış ve süpervizyon çalışmalarını tamamlayarak yeterliliğini tamamlamış kişilere denir. Bu sebeple her psikolog ve klinik psikolog terapi yapabilir düşüncesi yanılgılıdır.
Psikoterapi, konuşma terapisi olarak anılmaya başlandıktan sonra fizyolojik tedavilerden ayrılmıştır. Psikoterapi gerekli eğitimlerini tamamlamış uzmanlar tarafından kişilerin kendini tanıma sürecinde onlara eşlik eden ve iyileşmelerini amaçlayan bir tedavi yöntemidir. Daha fazla bilgi için ‘Psikoterapi Nedir?’ yazımı okuyabilirsiniz.
Psikoterapi kişilerin patolojik, sosyal ve somatik rahatsızlıkları ile alakalı şikayetlerle ilgilenmektedir. Psikoterapide amaç bireylere öz farkındalık kazandırıp iç görü sahibi olmalarını sağlayarak gelişim ve olgunlaşmasını sağlamaktır. Kişilerin tutum ve davranışlarında sağlıklı yönde gelişim göstermelerini sağlamayı amaçlaması sebebiyle terapiden sağaltım sağlamak zaman alacak bir süreçtir. Psikoterapist ile danışanının ilk karşılaşmasında terapötik bağın oluşması kişilere bağlı olmakla beraber zaman alabilecek bir süreçtir. Tüm bu sağlıklı bağın kurulması, tanışma, terapinin süreci gibi durumlar zaman alacağından terapiye düzenli gidilmelidir. Terapinin sağlıklı bir sonuca ulaşması düzenli görüşmelere bağlı olabilmektedir. Terapinin sıklığı, süreci, seansların sonlandırılması ise zamanla karşılıklı olarak kararlaştırılacak bir durumdur.
Hangi psikoterapi ekolünü seçmelisiniz sorusunun cevabı tek bir cümleyle açıklanamayacak kadar geniştir. Bu duruma probleminize göre siz ve psikoterapistiniz karar verebilirsiniz. Daha fazla bilgi almak için ‘Hangi psikoterapi ekolünü seçmeliyim?’ yazımı okuyabilirsiniz.
İlaç kullanımına karar verecek kişi psikiyatrdır. Bir psikoterapiye devam ederken gerektiği zaman ilaç da kullanılabilir. Bu duruma doktorunuz ile karar verilmesi gerekmektedir. İlaçlar doktor kontrolünde kullanılmakta ve daha sonra doktor kontrolünde bırakılmaktadır. Bu sebeple doktorunuzun takibinde olduğunuz sürece ilaç bağımlılığı hakkında endişelenmemelisiniz.
Aslında bunun net bir cevabı yoktur. Çünkü bir psikoterapi seansında konuşulamayacak konu yok denilebilir. Bu tamamen terapiye giden kişiye bağlı bir durumdur.
Bireyin normal yaşamını etkileyecek ve sarsacak, hayatını daha önceki gibi sağlıklı sürdüremediği her hangi bir durumda kişi psikoterapiye gidebilir ve profesyonel destek alabilir.
Terapistinize her şeyi anlatmak zorundasınız diye bir kanı yoktur. Bu süreçte neler anlatacağınız veya anlatmayacağınız sadece size bağlıdır. Terapi karşılıklı ilerleyen bir tedavi sürecidir. Terapistiniz sizi yargılamak için orada değil sizi anlamaya çalışmak ve süreciniz de size eşlik etmek için oradadır. Bu sebeple psikoterapi size istediğinizi konuşabileceğiniz özgür bir ortam sağlamayı hedefler.
İLETİŞİM