PSİKOTERAPİ NEDİR?
Psikoterapi denildiğinde birçok insanın aklına farklı düşünce tarzları gelmektedir. Kafamızda canlanan resimler bir divanda yatan, ağlayan, karşında put gibi durup sizi yönlendiren kişiler olabilmektedir. Bir de çocukluğunuza inmesi mevzusu var değil mi? Tüm bunlara rağmen aslında çoğu insan hala psikoterapinin ne olduğunu tam olarak anlamış değildir veya kafalarında soru işaretleri olmaktadır. Bu durumda zihinde hemen şu sorular canlanmaktadır. Psikoterapi nedir ve ne değildir?
İlk olarak ‘psikoterapi’ kişilerin ruhsal, duygusal, sosyal gibi birçok alanda yaşadıkları zorlukları ortadan kaldırmak veya baş etme stratejileri geliştirerek onlarla baş etme yeteneklerini edinmeyi hedeflemektedir. Bireyleri rahatsız eden konulardan kaynaklı semptomların ortadan kalkmasını hedefleyen psikoterapi, kontrol çalışmalarını da içinde barındırmaktadır.
Psikoterapide amaç duygu ve düşünceler üzerine çalışmalar yaparak kişilerin kendilerini daha iyi tanımalarına yardımcı olarak iç görü sahibi olmalarını sağlamaktır. Ayrıca diğer insanlarla ilgili algılarımız, düşüncelerimiz, duygularımız üzerine de çalışılmaktadır ki bunlar bize kendimizle alakalı da çok şey anlatmaktadırlar. Buradaki çalışmalarda amaç kişilerin yaşadıkları zorlukların üstesinden gelebilmeleri için gereken motivasyonu sağlamalarına yardımcı olmaktır. Psikoterapistin amacı hiçbir zaman danışanı yönlendirmek olmamakla beraber gerektiğinde hayatınızdaki değişiklikler için uygun yollar bulmanıza yardımcı olmaktadır.
Gerçek Bir Terapi Seansı Nasıl Olmalı ve Olmamalıdır?
Gerçek bir terapide ilk amaç danışanı tanımak, geliş amacınızı anlamak ve danışan ile danışman arasında ‘terapötik bağ’ olarak ifade edilen bağı kurulabilecek en sağlıklı seviyede kurmaya çalışmak olmaktadır. Bir terapi seansında etik kurallar, gizlilik çerçevesinde çalışmalı ve arkadaşlıklardan farklı olarak iyileştirmeyi hedefleyen ve danışan odaklı profesyonel bir çalışma yürütülmelidir.
Bir psikoterapi seansında danışanı yönlendirmek, akıl vermek, öğüt vermek, eleştirmek, yargılamak, küçümsemek gibi davranışlar asla olmamalıdır. Bunların kişiye bir yardımı olamayacağı gibi zarar verici yanları ve riskleri maksimum seviyededir. Bunun aksine terapist bireylerin kendini tanımasına yardımcı olmaktadır. Bir metafor kullanacak olursak terapist kişilere dayatma, zorlama veya zorlayıcı yüzleştirmeler yapmak yerine ona ayna tutarak bakış açısını gelişmeyi hedeflemektedir. Kısacası uzun bir yolculuk olan psikoterapide terapistiniz sizi hedefe bırakan değil yolculuğunuzda size eşlik eden kişi olacaktır.
Hangi Durumlarda ve Ne Zaman Psikoterapi Gereklidir?
Çoğu insanın psikolojik bir yardım alması için kendince tanımladığı çok ciddi sorunlara sahip olması gerektiğini düşünmektedir. Bazen ‘ben deli miyim ki psikoloğa gidiyim?’ şeklinde düşüncelere sahip olabilmektedirler. Aslında psikoterapi için ne deli olmak lazım ne de ağır hatalık sahibi olmak lazımdır. Elbette bu gibi durumlarda da yardım gerekir fakat her zaman bu şekilde olmak zorunda değildir. Öyleyse hangi durumlarda psikoterapiye gidilebilir ve destek alınabilir?
Öncelikli olarak psikoterapinin çalıştığı alanlar ve konular çok geniş olabilmektedir. Örnek verecek olursak, stres, aşırı kaygılanma, depresyon, panik atak, okb, travmatik yaşantılar gibi sıkıntılardan tutunda iş yerinizde yaşadığınız problemler veya vücudunuzdaki kronik ağrılara kadar geniş çerçevede düşünülebilir. Ailenizdeki kişilerden biriyle problem yaşıyor ve iletişim kopukluğu yaşıyorsanız psikoterapi burada da yardımcı bir faktör olabilmektedir.
Aslında doğru zaman sizin kendinizi hazır hissettiğiniz ve buna ihtiyaç duyduğunuzu hissettiğiniz zamandır. İçinden çıkamadığınız, birilerine anlatmaktan çekindiğiniz, unutamadığınız ve sizi etkileyen problemler olduğunda profesyonel destek almaktan çekinilmemelidir.
Psikoterapi Ne Kadar Sürer?
Psikoterapi süreci tamamen kişiye özel bir durum olacağından bu soruya net bir cevap vermek güçtür. Terapiye getireceğiniz sorunlar, çalışılan terapi ekolü ve kişilerin duygu durumuna bağlı olarak görüşme sıklığı ve süresi değişebilmektedir. Terapinin ne zaman biteceği ise süreç içerisinde zamanla belli olacak ve karar verilecek bir olgudur.
Ülkemizde Sıklıkla Kullanılan Psikoterapi Türleri?
Ülkemizde terapistlerin sıklıkla kullandığı bazı terapi türleri vardır. Bir terapist bir veya birden fazla terapi ekolü ile çalışabilir. Terapistler belirli değerlendirmelerden sonra danışanlarının ihtiyaçlarına göre uygun olduğunu düşündükleri terapi ekolü ile çalışmalarını yürütmektedirler. Ek olarak, gerek görüldüğü takdirde danışanın ihtiyaçlarını en iyi şekilde karşılamak adına farklı yaklaşımları bir arada kullanabilmektedirler.
Bilişsel Davranışçı Terapi:
Şimdiki zamanda, sağlıksız ve işlevsiz düşüncelerin, davranış ve duygular üzerindeki etkisine odaklanarak değişimi hedefleyen terapi ekolüdür. Burada amaç işlevsiz düşünceler ve davranışlar üzerinde çalışmalar yaparak düşünceleri daha işlevli hale getirmektir. Bilişsel davranışçı terapi seans çalışmalarını görüşmenin dışında da devam ettirmeyi hedefleyerek danışanlarına bazen ödev veya egzersizleri de içerisinde barındırmaktadır. Problem ve çözüm odaklı bilişsel terapi, depresyon, anksiyete, okb, travmatik sorunlar, yeme bozuklukları gibi bir çok rahatsızlıkların tedavisinde yardımcı olmaktadır.
Psikanalitik Psikoterapi:
İnsan davranış ve iyi olma halinin çocukluk deneyimlerinin bilinçsiz (farkındalığının dışında) ve uygun olmayan düşünce ve duygulardan etkilendiğini ileri süren terapi ekolüdür. Amaç danışanın bilinçsiz ve bilinçli çatışmalarından kaynaklanan problemler üzerine çalışmalar yaparak danışana iç görü ve farkındalık kazandırmayı sağlamaktır. Böylece kişi hayatının sorumluluğunu daha fazla üstlenebilecektir.
Varoluşçu Terapi:
İnsanların temel yaşam motivasyonun bir anlam arayışı olduğunu ileri süren terapi ekolüdür. Bu terapi ekolünün amacı yaşamı netleştirerek, üzerinde düşündürerek ve anlayarak yaşanılan problemlerle yüzleştirmek ve sınırları keşfetmektir.
Şema Terapi:
Yaşanılan problemlerin şu andaki etkisini ele alırken aynı zamanda var olan sorunların nasıl ortaya çıktığı ile yakından ilgilidir. İnsanların temek duygularına ve ihtiyaçlarına odaklanarak anlamaya çalışmaktadır. Böylece kişinin ihtiyaçlarını bilinçli ve işlevsel bir şekilde kavrayabilmesi için çözüm yolları öğretmeyi hedeflemektedir.
Aile ve Çift Terapisi:
Ailedeki bireyler arasında oluşan iletişim ve etkileşim bozukluklarına odaklanarak çözüm kazandırmayı hedeflemektedir.
Psikodrama:
Grup veya bireysel uygulanabilen, tiyatroyu psikolojik tedavi sürecine dahil eden, kişilerin problemlerini sergileyerek anlatmasına olanak sağlayan terapi yöntemidir. Kişilerin geçmiş veya şu andaki problemlerini ve gelecek kaygılarını drama yoluyla sergilemelerine olanak sağlayarak farkındalık ve keşif sağlamalarını hedeflemektedir.
0 Comments